Makaleler

Ana Sayfa > Makaleler > Çevre Hukuku: Türkiye’deki Sorunlar ve Çözüm Yolları

Çevre Hukuku: Türkiye’deki Sorunlar ve Çözüm Yolları

ÇEVRE HUKUKU: TÜRKİYE’DEKİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI

Av. Engin EKİCİ

Giriş
Çevre hukuku, insan ve doğa arasındaki dengeyi korumayı hedefleyen, bireylerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını güvence altına alan hukuk dalıdır. Türkiye’de çevre sorunları yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda sosyal ve hukuki boyutlar da taşımaktadır. Bu makalede, Türkiye'deki çevre hukuku uygulamalarına ilişkin temel sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır.

1. Mevzuatın Dağınıklığı ve Uygulama Sorunları
Sorun:

Çevre kirliliğine neden olan işletmeler hakkında yeterli denetim yapılmamakta, cezalar caydırıcı olmamaktadır. İhlallerin çoğu cezaya dönüşmeden idari uyarıyla geçiştirilmektedir.

Çözüm:
- Denetim kapasitesinin artırılması (hem personel hem teknik altyapı açısından)
- Cezaların artırılması ve tekrar eden ihlaller için faaliyet durdurma yetkisinin etkin kullanımı

2. Denetim ve Yaptırım Eksiklikleri
Sorun:
Çevre kirliliğine neden olan işletmeler hakkında yeterli denetim yapılmamakta, cezalar caydırıcı olmamaktadır. İhlallerin çoğu cezaya dönüşmeden idari uyarıyla geçiştirilmektedir.

Çözüm:
- Denetim kapasitesinin artırılması (hem personel hem teknik altyapı açısından)
- Cezaların artırılması ve tekrar eden ihlaller için faaliyet durdurma yetkisinin etkin kullanımı

3. ÇED Süreçlerinin Etkisizliği
Sorun:
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporları çoğu zaman “şeklen” hazırlanmakta, halkın katılımı sınırlı kalmakta ve bir formaliteden ibaret görülmektedir. ÇED olumlu kararları, projenin çevresel zararlarını dikkate almadan rahatlıkla verilebilmekte, çevrenin maruz kalacağı onarılamaz tahribat önemsenmemekte, rant odaklı hareket edilmektedir.

Çözüm:
- ÇED sürecine sivil toplum ve bağımsız uzman katılımı artırılmalı
- Halkın katılım toplantıları sadece formalite değil, karar sürecini etkileyen araçlar hâline getirilmelidir
- ÇED raporlarının şeffaflığı artırılmalı, dava konusu edilebilirliği kolaylaştırılmalıdır

4. Yargının Etkinliği
Sorun:
Çevre davalarında yargı süreçleri yavaş ilerlemekte olup çok masraflı olmakta ve yürütmenin durdurulması kararı almak oldukça güçleşmektedir. Bu durum, telafisi imkânsız zararlara yol açabilmektedir.

Çözüm:
- Çevre davaları için uzmanlaşmış mahkemeler oluşturulmalıdir
- Yürütmeyi durdurma kararlarında “çevrenin üstün yararı” ilkesi daha etkin uygulanmalıdır

5. Toplum Bilinci ve Hak Arama Kültürü
Sorun:
Yurttaşların çoğu çevre hakkını hyasal zeminde aramaktan habersizdir ve caydırıcı süreçlerden dolayı sessiz kalmaktadır.

Çözüm:
- Kamuoyuna çevre hakkı ve dava yolları konusunda bilgilendirme yapılmalı
- Çevre STK’larına destek artırılmalı, kamu denetimine katılımları güçlendirilmelidir

Sonuç
Çevre hukuku, sadece yasal düzenlemelerden ibaret olmayıp aynı zamanda bir yaşam kültürüdür. Türkiye’de çevre koruma bilincinin güçlenmesi, etkin bir çevre hukuku uygulamasıyla mümkündür. Avukatlar olarak görevimiz yalnızca dava açmak değil, çevresel adaleti savunmak ve toplumu bilinçlendirmek olmalıdır. Hukukun çevreyi koruyan değil, yaşamı sürdüren bir mekanizma haline gelmesi için her aktöre sorumluluk düşmektedir.

Hi, How Can We Help You?